Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Bilim, Teknoloji ve Araştırma Binası’nın açılış programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, corona virüs salgını ve akabinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşının tüm insanlığa çok değerli bildiriler verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Güçlü bir sıhhat altyapısına sahip olmayan ülkeler ne kadar varlıklı, ne kadar müreffeh olurlarsa olsunlar önemli tehditler karşısında çaresiz kalmışlardır. Bilgi ve teknoloji, üretimle, insan kaynağıyla ve altyapıyla desteklemeden salgın üzere yaygın sıhhat krizleriyle baş etmenin mümkün olmadığını daima bir arada gördük, yaşadık. Türkiye, son 20 yıldır her alan üzere sıhhat altyapısına yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır. Kent hastanelerimize dudak bükenlerin, yapılan yatırımları israf yaftasıyla yerden yere vuranların salgın başladığında her ne kadar açıkça tabir etmeseler de sahip olduğumuz bu imkanlara şükrettiklerine inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca hastane binası yapmanın, sıhhat çalışanı istihdam etmenin yetmediğini, bu binaları donatacak, sıhhat çalışanının işini kolaylaştıracak araç-gereci, sistemleri de kendilerinin geliştirmesi ve üretmesi gerektiğini lisana getirdi.
”KÜRESEL SIHHAT PAZARINDAN 10 MİLYAR DOLARLIK HİSSE ALMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye olarak birinci evreyi geride bıraktıklarını, artık tüm güçlerini ve vakitlerini ikinci safhaya verme sürecinde olduklarını anlatan Erdoğan, Ömür Bilimleri Merkezi’nin bu çabalarının bir sembolü olduğunu belirtti. Kendi vatandaşlarının sıhhatini müdafaanın ötesinde, bölgenin ve dünyanın en kıymetli sıhhat hizmetleri merkezi olma gayeleri de bulunduğu aktaran Erdoğan, “Eskiden bizim vatandaşımız teşhis ve tedavi için yurt dışına giderdi. Artık dünyanın dört bir yanından birebir gayeyle sayıları milyonu bulan insan ülkemize geliyor, milyar dolarlık harcamayı burada yapıyor. Önümüzdeki yıl ise inşallah 1,5 milyon yabancı hastaya hizmet vererek global sıhhat pazarından 10 milyar dolarlık hisse almayı hedefliyoruz. Hizmet kalitemizi, teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetimizle birleştirdiğimizde yararımız katlanarak yükselecektir” diye konuştu.
“ÜLKEYE YATIRIM YAPAN KARLI ÇIKAR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, besin krizinin dünyayı tehdit ettiği bir periyotta, bu istikametteki üretimin ve teknoloji geliştirme çalışmalarının değerinin de giderek arttığına dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Gıda bölümünde kendi kendimize kâfi olmanın ötesinde tüm insanlığı besleyecek tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Global krizlerin önümüzdeki devirde özellikle da gelişmiş ülkelerde önemli yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye, her alanda geleceğin inançlı limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde, yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır. Daima kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen, kendi devletini tahkir eden tiplerin toplumsal medya propagandaları yalnızca komplekslerinin üstünü örtmek içindir. Bilimsel başarılarıyla teknoloji geliştirme kabiliyetleriyle üretme maharetleriyle varlık göstermeyenlerin, ideolojik saplantılarla ülkemizin gündemini işgal etme, milletimizin zihnini bulandırma çabaları boşunadır zira bu ülkede, çalışmak, üretmek, yenilik yapmak isteyen herkesin önü takviyelerle teşviklerle programlarla sonuna kadar açıktır.”
”BİRİZ, BERABERİZ VE BÜYÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra ise, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) 6. Olağan Genel Heyeti’nde konuştu.
Zirve toplantısında onaylanan Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi’nin teşkilatın geleceğine ait değerli bir adım olduğunu lisana getiren Erdoğan, “Binali Yıldırım kardeşimizin ülkemiz ismine yer aldığı Aksakallılar Heyetini de maziden atiye kurduğumuz köprünün bir sembolü olarak görüyorum” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı ile TDBB nezdinde somutlaşan işbirliğinin coğrafik, demokratik, ekonomik ve siyasi kapasite olarak herkese eşsiz fırsatlar sunduğunu aktaran Erdoğan, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözünü anımsatarak bu anlayıştan hareketle Teşkilatın ve Birliğin kapsamını, tesirini, derinliğini artırmak için çok daha fazla çalışmaları gerektiğinin altını çizdi.
Yeniden yapılanan global idare sistemi içinde ülkelerinin hak ettiği yeri almasını fakat bu biçimde temin edebileceklerini belirten Erdoğan, “Bunun için birliğimizin bilgi ve deneyim paylaşımı, eğitim, kurumsal bağlantı, kardeş kentler, toplumsal ve kültürel etkinlikler çalışma ziyaretleri ve yayınlarla ortaya koyduğu faaliyetleri artırarak sürdürmeliyiz. Coğrafyamızın genişliği bu çalışmalar için pürüz değil tam bilakis eşsiz bir zenginliktir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde İpek Yolu üzere kadim ticaret yollarının dahi yeni kara yolu ve demir yolu sınırları inşa edilerek tekrar canlandırılmaya çalışıldığını anlatarak İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan siyasi ittifakların ve güvenlik paklarının sorgulandığını aktardı.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, tüm devletleri bir ortaya getiren yapıların ıslahata tabi tutulması tartışmalarının yaygınlaştığını söz eden Erdoğan, krizlerin pençesinde kıvranan toplumların kendilerine yeni çıkış yolları aradığını lisana getirdi. Erdoğan, bu türlü bir iklimde kendi tarih, kültür ve medeniyet miraslarına sahip çıkmaları kadar tabi bir durum olamayacağını vurgulayarak şunları söyledi:
“Kendi ortalarında çıkarlarına uygun formda saklı yahut açık her türlü işbirliğini yapanların, Birliğimizin faaliyetlerine farklı gözle bakmalarını ikili standart olarak değerlendiriyorum. Biz bunların hiçbirine aldırmadık. Aldırmayacağız. Kentlerimizi, tarihi ve kültürel kimliğini koruyarak geliştirmenin yollarını arayacağız. Kentlerimizi, günümüz gereksinimlerine uygun altyapılar ve yapıtlarla donatmayı sürdüreceğiz. Kentlerimizi insanları ortasında yakın bağlar kurarak birebir bedenin uzuvları üzere bütünleştireceğiz. Kentlerimizi, birikimlerimizi ve imkanlarımızı paylaşarak ortak konutlarımız haline dönüştüreceğiz. Bir ortaya gelmek, bu azim ve kararlılığın birinci adımıdır. Bunu sürdürmek ve büyütmek, gelişmenin işaretidir. Beraberce çalışmak ve sonuçlar elde etmek ise muvaffakiyetin ta kendisidir. Hamdolsun, biriz, beraberiz ve büyüyoruz. Artık bunu her alanda başarılarla taçlandırma vaktidir.”