AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş katıldığı televizyon kanalında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Numan Kurtulmuş’un konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
İlk olarak döviz piyasalarında olağanüstü hareketliliğin belli bir seyre girmesini sağlayabilmek. Bu anlamda aşırı sert oynamaların kaybolmakta olduğunu görüyoruz. Enflasyonun bir şekilde dizginlenebilmesi gerekiyor.
Bunun için ilgili kurumlarımız tüm mesailerini veriyorlar. Vatandaşlarımız da hayat pahalılığına maruz kalıyor. Vatandaşımızın gelir seviyesinin artırılması için çalışılıyor. Önümüzde güncel konulardan biri de Temmuz ayıyla birlikte emeklilerimizin, çalışanlarımızın alım güçlerini daha yukarı çıkmak için yüzde 40’lara yakın bir dokunuş gerçekleştirebilmek. Asgari ücretlilerle ilgili bir dokunuşun yapılabilmesi.
Acil olan şey hane halkının desteklenmesi. Orta vadede de tarımsal alanların daha çok ekilmesinin sağlanması.
“DİNAMİK BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ”
Süreç dünya ekonomilerin dinamikleri ile ulusal ekonomilerin dinamiklerini çok yakınlaştırmıştır. Tahıl dünya piyasalarına çıkmıyorsa buradaki fiyat dalgalanmalarından hiçbir ülke kendini koruyamaz. Dinamik bir süreçten geçiyoruz. Çok olumlu tarafları da var. Beş aylık ekonomi performansına baktığımızda kamu bütçesinin fazla verdiğini görüyoruz. Hâlâ bütçe disiplinini koruyan bir ülkeyiz.
Bu yaz aylarıyla birlikte bir rahatlamayı ve ondan sonraki dönemde de baz etkisiyle birlikte kalıcı bir rahatlama hissedeceğimiz anlaşılıyor. Turizmde ciddi bir gelişme yaşanacağını öngörüyoruz. Aynı zamanda yaz aylarıyla birlikte tarımsal ürünlerdeki fiyatlar aşağı doğru seyretmeye başladı. Hiçbir şekilde biz pandeminin başından itibaren tedarik zincirini kırdırmadık. Pahalı oldu, oynaklık oldu ama birçok ülkeyle kıyasladığımızda Türkiye’de tedarik zincirleri kırılmadı.
ABD kriz sırasında değeri 75 cent olan 100 dolarları bastı. Paranız rezerv para değil, petrol-doğalgaz geliriniz yok. Burada yapılabilecek olan şeyler maksimum şekilde yapıldı.
Türkiye 2013’ten bu yana bir tercihte bulundu. IMF ile birlikte, programdan ayrıldıktan sonra bir istikamete girdi. Üreten, istihdamı artıran, yatırımı teşvik eden bir büyüme modeline doğru geldi. Bugün tam bu modelin ortasındayız.